Her başarılı iş ilişkisi, yalnızca görevleri değil, duyguları da yönetebilme becerisine dayanır. Yöneticinizi yönetmek, otoriteye karşı gelmek değil; iletişimi daha bilinçli ve verimli hâle getirmektir. Bu yazı, iş dünyasında sıkça duyulan ama çoğu zaman yanlış anlaşılan “yöneticiyi yönetme” kavramını psikolojik, iletişimsel ve pedagojik yönleriyle ele alıyor. Klinik Psikolog Merve Tokgöz ve Uzman Eğitimci Yönetim Danışmanı Elif Vardar Solak, “Kendini İyileştir” podcast serisinin bu özel bölümünde yöneticinizle güvene dayalı bir ilişki kurmanın yollarını sade, uygulanabilir önerilerle paylaşıyor.
İş hayatında “yönetmek” kavramı genellikle hiyerarşiyi çağrıştırır. Oysa modern dünyada yönetmek yalnızca emir vermek ya da plan yapmak değildir; ilişkiyi yönetmek, duygu ve davranış dengesi kurmak anlamına gelir.
Yöneticiyi yönetmek kavramı birçok kişide karışık duygular uyandırabilir. Kimi için bu bir sınır aşımı, kimi için riskli bir oyundur. Aslında bu kavram, iş birliğinin en rafine biçimidir.
Klinik Psikolog Merve Tokgöz ve Öğretim Görevlisi Elif Vardar Solak, “Kendini İyileştir” podcast serisinin bu bölümünde şu soruya yanıt arıyor:
“Bir çalışan, yöneticisini manipüle etmeden, güveni zedelemeden nasıl etkileyebilir?”
Yanıt nettir: Farkındalık, empati ve stratejik iletişim.
“Yöneticinizi yönetmek, onun yerine karar vermek değil; birlikte daha iyi kararlar almayı sağlamaktır.”
— Elif Vardar Solak
Harvard Business Review verilerine göre, “managing up” becerisi güçlü olan çalışanların terfi oranı yüzde 30 daha yüksektir. Yani yöneticinizle kurduğunuz ilişki, yalnızca huzuru değil, kariyer gelişiminizi de belirler. Bu bölüm, yöneticinizle daha güvenli ve verimli bir iletişim kurmanın psikolojik ve pedagojik yollarını sade örneklerle anlatıyor.
Birçok çalışan için “yönetici” kelimesi bilinçdışı düzeyde kaygı yaratır. Bunun nedeni, otorite figürlerinin çocukluk dönemindeki “onaylanma ihtiyacı” ile ilişkilendirilmesidir.
Merve Tokgöz bu durumu şöyle açıklıyor:
“Yöneticimizi beğendirmeye çalıştığımız her anda, aslında içimizdeki küçük çocuk devreye girer.”
Bu farkındalık, ilişkideki güç dengesini “otorite–boyun eğme” çizgisinden çıkarır ve güven–iş birliği eksenine taşır. Böylece yöneticiyle kurulan sağlıklı ilişki hem psikolojik güven hem de profesyonel performans açısından belirleyici olur.
Elif Vardar Solak’a göre yöneticiyi yönetmenin temeli, pedagojik zekâya dayalı bir iletişim kurmaktır.
“Bir yöneticiyi anlamak, onu çözmek değil; onunla nasıl çalışabileceğinizi keşfetmektir.”
Bu keşfi başlatmak için üç adım önerilir:
Önce kısa bir bakış açısı oluşturmak gerek. Bu adımlar, iş ilişkilerinde karşılıklı güven yaratmanın yapı taşlarıdır.
Tanı: Yöneticinizin önceliklerini, karar verme biçimini ve stres tepkilerini fark edin.
Uyumlan: İletişim stilinizi onun tarzına göre esnetin. Her yönetici aynı tonda iletişime yanıt vermez.
Nezaket Göster: Nezaket, zayıflık değil; duygusal zekânın görünür hâlidir.
Bu üçlü, profesyonel ilişkilerde hem uyum hem de güven inşa eder.
İş dünyasında yöneticinizle aynı “zaman diliminde” olmak sadece dakik olmak anlamına gelmez. Merve Tokgöz burada “stratejik empati” kavramını tanımlar:
“Yöneticinizin zamanı nasıl algıladığını çözerseniz, birlikte çalışmak çok daha kolaylaşır.”
Bazı yöneticiler geleceğe odaklıdır; vizyon, yenilik ve hız ararlar. Bazıları ise geçmiş deneyimlerden güç alır; analiz, veri ve kontrol isterler. Stratejik empati bu iki yaklaşım arasında denge kurmayı sağlar.
Bu dengeyi yakalayabilmek için şu üç soruyu kendinize sormayı deneyin:
Hangi tür toplantılarda yöneticimin enerjisi yükseliyor?
Kriz anında ilk refleksi ne oluyor?
Karar verirken duygudan mı, veriden mi yola çıkıyor?
Zorlayıcı yöneticilerle çalışmak duygusal denge gerektirir. Merve Tokgöz, burada “psikolojik sağlamlık” kavramına dikkat çeker.
“Zorlayıcı yöneticilerle baş etmenin ilk adımı, onların duygusuna kapılmamaktır.”
Karşı taraf öfkeliyken sakin kalmak, beynin mantık merkezinin devrede kalmasını sağlar. Böylece iletişim kazaları önlenir.
Bir diğer kavram ise “yansıtma etkisi”dir. Sürekli tepki vermek, karşı tarafın duygusunu büyütür. Tepkiyi yönetmek, aslında ilişkiyi yönetmektir.
Elif Vardar Solak’a göre yöneticiyle ilişkide pasif kalmak en sık yapılan hatalardan biridir.
“Yöneticinize sadece sorunla gitmeyin; küçük de olsa bir çözüm fikriyle gidin. Bu, sizin güvenilirlik puanınızı artırır.”
Proaktif iletişim, kurumsal kültürün görünmez kahramanıdır. Yöneticinizin önceliklerini anladığınızda, fark edilmeyen sorunlara da çözüm geliştirebilirsiniz. Bu yaklaşım hem özgüveni hem profesyonel itibarı güçlendirir.
Podcast’in en güçlü temalarından biri “nezaketin gücü”dür. Merve Tokgöz’e göre nezaket, iş ortamında “duygusal tampon” görevi görür. Elif Vardar Solak ise bu kavramı stratejik açıdan şöyle tanımlar:
“Nezaket, kriz anında bile insanı seçebilmektir.”
Nezaket; sınır koymayı, dinlemeyi ve farkındalığı aynı anda içerir. Bu bir kişilik özelliği değil, geliştirilebilir bir iletişim becerisidir.
Merve Tokgöz, yöneticinizle kurduğunuz ilişkinin temelinde psikolojik esneklik olduğunu vurgular. Bu bölümde, dinleyicilere beş somut strateji sunar.
Her adım, daha güçlü ve dengeli bir profesyonel ilişki kurmak isteyen herkes için uygulanabilir niteliktedir.
Duygu Tanıma Kasınızı Geliştirin: Zorlayıcı bir durumda tepki vermeden önce bir adım geri çekilin. “Şu anda ne hissediyorum?” sorusu, düşünce ve davranış arasındaki zinciri kırar. Bu küçük gecikme, kontrolü yeniden kazanmanızı sağlar.
Güvenli Alan İletişimi Kurun: Yöneticinizle konuşurken suçlama yerine ihtiyaç odaklı ifadeler kullanın. “Bu konuda bana destek olmanı istiyorum” gibi cümleler, sınır koyarken ilişkiyi de güçlendirir.
Gerçek Zamanlı Geribildirim Verin: Sorunlar büyümeden konuşulmalıdır. Toplantı sonrası kısa paylaşımlar büyük gerilimleri önler.
Zihin Okumaktan Vazgeçin: Yöneticinizin niyetini tahmin etmek yerine açık sorular sorun. “Bu konuda senin önceliğin nedir?” gibi ifadeler yanlış anlamaları engeller.
Kendinizi Düzenleyin, Karşı Tarafı Değil: Çoğu iletişim kazası, duygusal denge kaybolduğunda yaşanır. Bir kişi sakin kaldığında tüm sistem sakinleşir.
“Yöneticinizle ilişkinizde kontrol edebileceğiniz tek şey, kendi içsel tepkilerinizdir.”
— Merve Tokgöz
Bu beş strateji, duygusal dayanıklılığı ve psikolojik çevikliği geliştirir. Çünkü yöneticiyi yönetmenin temeli, aslında kendini yönetmektir.
İş hayatında “kendini iyileştirmek” yalnızca kişisel gelişim değil, nöropsikolojik bir dengedir.
“Beyin, güven hissettiği ortamda öğrenmeye ve üretmeye başlar.” — Merve Tokgöz
Elif Vardar Solak, bu fikri eğitim perspektifinden tamamlar:
“Kendini iyileştirmek, iş hayatında sürdürülebilir performansın en görünmez yatırım aracıdır.”
Bu bakış açısı, sadece başarıyı değil, insan kalabilmeyi de mümkün kılar.
Bölümün sonunda Elif Vardar Solak, dinleyicilere küçük ama etkili bir görev verir.
“Önümüzdeki 24 saat boyunca yöneticinizle veya ekip arkadaşınızla konuşurken bir an durun, ‘görüyor muyum, onaylıyor muyum, nezaket gösteriyor muyum?’ diye sorun. Bu üç adımı bir kez uygulayın, farkı hemen hissedeceksiniz.”
Basit bir farkındalık, iş ilişkilerinde büyük değişimlerin başlangıcı olabilir.
“Kendini İyileştir” podcast serisi, Türkiye’nin en iyi podcast ödüllerinden ikisini kazandı. Bu başarı yalnızca bir yayıncılık başarısı değil, kolektif farkındalık hareketidir.
“İş hayatında iyileşmek, kendinize verdiğiniz en değerli hediyedir.”
— Elif Vardar Solak
İlişkilerinizi dönüştürmek yöneticinizi yönetmekle değil, kendinizi anlamakla başlar. Her ilişki iki kişilik bir sistemdir, ama iyileşme daima bireyde başlar.
🎧 Podcast’in tamamını dinlemek için sayfamızı ziyaret edin.
Unutmayın, her bölüm bir farkındalık tohumu bırakır. Önümüzdeki bölümler, sosyal cesaret, bağ kurma ve içsel denge üzerine rehberiniz olacak. Çünkü iyileşme bir yolculuksa, bu yolculuk birlikte öğrenmekle anlam kazanır.
Kurumlar için bu süreç, yalnızca çalışan mutluluğunu değil; öğrenen organizasyon kültürünü de inşa eder. Birlikte iyileşen ekipler, birlikte büyüyen kurumlar yaratır. Gerçek sürdürülebilirlik işte burada başlar.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.