Kampanya Web
Kampanya Mobil
  1. Ana Sayfa
  2. Blog
  3. Beynin Sırrı: Alzheimer, Gerçekten Bulaşıcı mı?

Beynin Sırrı: Alzheimer, Gerçekten Bulaşıcı mı?

Uzm. Dr. Gülten Özdemir
Beynin Sırrı: Alzheimer, Gerçekten Bulaşıcı mı?

Alzheimer Hastalığı Bulaşıcı mı? Yeni Bulgular Ne Diyor?

"Alzheimer hastalığı bulaşıcı mı?" sorusu, uzun yıllardır merak konusu. Şubat 2024’te Nature Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, bu soruya farklı bir bakış açısı kazandırdı. Araştırmaya göre, geçmişte kadavradan alınan büyüme hormonu enjeksiyonu yapılan bazı bireylerde, erken yaşlarda Alzheimer hastalığı geliştiği görüldü.

Bu durum, Alzheimer’ın yalnızca genetik faktörlerle açıklanamayabileceğini düşündürüyor. Ayrıca, bazı tıbbi uygulamaların risk teşkil edebileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

Alzheimer Hastalığı Nedir?

Alzheimer hastalığı, beyinde protein birikimleriyle başlayan ilerleyici bir nörolojik bozukluktur. Genellikle hafıza kaybı, zihinsel işlevlerde bozulma ve davranış değişiklikleriyle kendini gösterir. En sık görülen demans türüdür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar, ancak genç yaşta da ortaya çıkabilir.

Alzheimer Beyinde Nasıl Gelişir?

Alzheimer hastalığında, beyinde zamanla ilerleyen yapısal ve biyokimyasal değişiklikler meydana gelir. En belirgin olanı, nöronlar arasındaki iletişimi bozan beta-amiloid plakları ve hücre içinde oluşan tau protein yumaklarıdır. Bu birikintiler, beyin hücrelerinin işlevini bozar ve zamanla hücre ölümüne yol açar.

Bu değişimler ilk olarak genellikle hipokampus bölgesinde başlar; bu bölge hafıza ve öğrenmeden sorumludur. Hastalık ilerledikçe frontal lob, parietal lob ve temporal lob gibi diğer bölgeler de etkilenir. Sonuç olarak düşünme, karar verme, dil ve motor işlevlerde bozulmalar yaşanır.

Alzheimer ve Demans Arasındaki Fark Nedir?

Demans, zihinsel yetilerin genel kaybıdır; Alzheimer ise bunun en yaygın nedenidir. Tüm Alzheimer hastaları demans yaşar ancak her demans vakası Alzheimer değildir. 

Alzheimer Belirtileri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı genellikle sinsi bir başlangıç gösterir. Belirtiler zamanla ilerler ve kişinin günlük yaşamını giderek daha fazla etkiler. Erken evrede fark edilen semptomlar, doğru tanı ve tedavi süreci için oldukça önemlidir.

Erken Dönem Alzheimer Belirtileri

  • Unutkanlık: Özellikle yakın zamana dair bilgileri unutma (örneğin randevular, isimler, konuşmalar).
  • Zaman ve yer karışıklığı: Tanıdık yerlerde bile kaybolma veya tarihleri karıştırma.
  • Karar vermede zorlanma: Günlük kararları alırken tereddüt etme, hatalı seçimler yapma.
  • Kelimeleri bulmada güçlük: Konuşurken doğru kelimeyi bulmakta zorlanmak veya sık sık cümleleri yarım bırakmak.
  • Eşyaları yanlış yerlere koymak: Anahtar, cüzdan gibi günlük eşyaların yeri konusunda kafa karışıklığı yaşanması.

İleri Dönem Alzheimer Belirtileri

  • İletişim kurmada ciddi zorluk: Basit cümleleri bile anlamada ve kurmada zorlanma.
  • Yemek yeme, giyinme gibi temel işlevlerde bozulma.
  • Kişilik ve davranış değişiklikleri: Agresyon, şüphecilik, sosyal geri çekilme, depresyon.
  • Yürüme, denge ve koordinasyon sorunları.
  • Yutma güçlüğü ve ciddi kilo kaybı.

Alzheimer ilerledikçe hastanın tam bağımlı hale gelmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden erken farkındalık ve destek son derece önemlidir.

Alzheimer Tedavisi Var mı?

Ne yazık ki Alzheimer hastalığını tamamen durduran ya da tersine çeviren kesin bir tedavi şu an için mevcut değildir. Ancak bazı ilaç ve destek tedavileri, semptomların ilerlemesini yavaşlatabilir, yaşam kalitesini artırabilir.

İlaç Tedavileri

  • Kolinerjik ilaçlar (donepezil, rivastigmin, galantamin): Beyindeki asetilkolin düzeyini artırarak bellek ve dikkat süreçlerine katkı sağlar.
  • NMDA reseptör antagonisti (memantin): Glutamat düzeylerini dengeleyerek hücre ölümünü azaltabilir.
  • Son yıllarda FDA onayı alan anti-amiloid antikor tedavileri (örneğin: lecanemab): Beta-amiloid plaklarını hedef alarak hastalığın altında yatan mekanizmaya müdahale etmeyi hedefler. Bu ilaçlar hala araştırma aşamasındadır ve her hasta için uygun değildir.

Destekleyici Yaklaşımlar

  • Bilişsel terapi: Zihinsel işlevleri desteklemek için hafıza egzersizleri.
  • Fiziksel aktivite: Beyin sağlığını destekleyen en önemli unsurlardan biri.
  • Beslenme: Akdeniz diyeti gibi antiinflamatuar etkili diyetler önerilir.
  • Sosyal destek ve aile danışmanlığı: Hastanın bakımını üstlenen bireylerin eğitimi, duygusal desteği ve psikolojik dayanıklılığı çok önemlidir.

Alzheimer Tipleri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı farklı alt tiplerle karşımıza çıkar. Ailesel Alzheimer, nadir görülen ve genetik mutasyonlarla ilişkili erken başlangıçlı bir formdur. Buna karşılık, geç başlangıçlı Alzheimer daha yaygındır ve APOE4 gen aleli ile ilişkili olabilir.

Ailesel Alzheimer

Toplam Alzheimer vakalarının %1’den azı ailesel Alzheimer (herediter form) olarak tanımlanır. Bu tip genellikle:

  • Erken yaşta (genellikle 30-60 yaş arası) başlar.
  • APP, PSEN1 ve PSEN2 genlerinde mutasyon bulunan bireylerde görülür.
  • Ailede birçok bireyde erken başlangıçlı Alzheimer geçmişi bulunur.

Bu tür vakalar genetik testlerle tespit edilebilir ve taşıyıcı bireylerde önleyici stratejiler için araştırmalar yapılmaktadır.

Geç Başlangıçlı Alzheimer ve APOE4

Geç yaşta başlayan Alzheimer hastalığında ise APOE (Apolipoprotein E) geninin özellikle ε4 aleli, riski artıran bir faktör olarak tanımlanmıştır. Ancak:

  • APOE4 taşıyan her birey Alzheimer olmaz.
  • Alzheimer olan her birey APOE4 taşımaz.

Yani bu gen sadece risk artırıcı bir etkendir, doğrudan neden değildir. Ayrıca yaşam tarzı, beslenme, egzersiz, zihinsel faaliyetler gibi faktörler bu genetik riskin etkisini azaltabilir.

Alzheimer Hastalığı Bulaşıcı mı?

Alzheimer hastalığı genellikle bulaşıcı hastalıklarla karıştırılmaz. Ancak bazı yeni araştırmalar, nadir bazı durumlarda bulaşma potansiyeline dair soruları gündeme getirmiştir.

Yine de, Alzheimer’ın günlük yaşamda insandan insana geçtiğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Dolayısıyla bu hastalık, klasik anlamda bulaşıcı kabul edilmez.

Alzheimer ile Prion Hastalıkları Arasındaki Bağlantı

Prion hastalıkları, beyindeki proteinlerin hatalı katlanmasıyla ortaya çıkar ve bulaşıcıdır. Aynı mekanizma, Alzheimer hastalığında da rol oynayabilir:

  • Beta-amiloid adı verilen proteinlerin yanlış katlanması sonucu beyin hücreleri zarar görür.
  • Araştırmacılar, bu proteinlerin kadavradan alınan hormonlarla başka kişilere aktarılabileceğini öne sürüyor.

Bu benzerlik, Alzheimer’ın belirli koşullar altında bulaşabileceği ihtimalini artırıyor. Ancak sosyal temasla bulaşma ihtimali konusunda hâlâ net bir bilgi bulunmamaktadır.

Büyüme Hormonu ile Bulaşma İddiaları

2015 yılında yapılan bir araştırma, geçmişte beyin kaynaklı büyüme hormonu (cadaveric hGH) alan bazı kişilerin beyninde beta-amiloid birikimleri görüldüğünü ortaya koydu. Bu durum, Alzheimer ile benzer patolojik değişimlerin bazı tıbbi müdahalelerle aktarılabileceği iddiasını gündeme getirdi.

Ancak bu, yalnızca çok özel bir tıbbi senaryo için geçerlidir ve günlük yaşamda bir risk oluşturmaz. Günümüzde bu tür büyüme hormonu uygulamaları kullanılmamaktadır. Yani, bu araştırma klinik ve etik standartların dışındaki bir geçmiş uygulamaya işaret eder.

Araştırmanın Kapsamı: Hangi Bulgular Elde Edildi?

Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada:

  • Katılımcılar, çocukluk veya gençlik döneminde kadavradan alınan büyüme hormonu enjeksiyonu almış kişilerden oluşuyordu.
  • 38 ila 55 yaş aralığında, bu kişilerde erken başlangıçlı Alzheimer gelişti.
  • Hiçbirinde Alzheimer’a genetik yatkınlık sağlayan mutasyonlar bulunmadı.

Bu bulgular, hastalığın yalnızca kalıtımsal değil, çevresel veya tıbbi müdahalelere bağlı olarak da gelişebileceğini gündeme getirdi.

Not: 1985’ten sonra kadavradan alınan büyüme hormonu uygulamaları yasaklandı. Günümüzde kullanılan sentetik hormonlar bu riski taşımıyor.

Alzheimer Hakkında Yeni Araştırmalar Ne Diyor?

Bilim insanları, Alzheimer hastalığının nedenlerini ve tedavi yollarını anlamak için yoğun çalışmalar yürütüyor. Son araştırmalar, genetik yatkınlıkların yanı sıra yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin de hastalığın gelişiminde etkili olduğunu gösteriyor.

Yeni bulgular, özellikle hastalığın erken teşhis edilmesini ve önlenmesini mümkün kılabilecek biyobelirteçlerin geliştirilmesine odaklanıyor.

Alzheimer’a Yol Açan Diğer Risk Faktörleri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı, yalnızca bulaşıcılık ihtimaliyle değil, birçok farklı faktörle ilişkilidir:

  • İleri yaş
  • Genetik yatkınlık (APOE-e4 geni gibi)
  • Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam
  • Diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıklar
  • Düşük eğitim düzeyi ve zihinsel stimülasyon eksikliği

Bu faktörlerin önemli bir kısmı önlenebilir riskler arasında yer alır. Yaşam tarzı değişiklikleriyle risk önemli ölçüde azaltılabilir.

Alzheimer’dan Korunmak Mümkün mü?

Alzheimer hastalığını tamamen önlemenin garanti bir yolu olmasa da bilimsel araştırmalar bazı yaşam tarzı değişikliklerinin riski azaltabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle sağlıklı bir beyin yaşlanması için aşağıdaki faktörler oldukça etkilidir:

Korunma Yolları

  • Zihinsel aktiviteyi sürdürün: Yeni şeyler öğrenmek, kitap okumak, bulmaca çözmek, yabancı dil çalışmak gibi aktiviteler beyin rezervini artırır.
  • Fiziksel aktiviteye önem verin: Haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş, yüzme, dans gibi egzersizler önerilir.
  • Dengeli ve beyin dostu beslenin: Akdeniz diyeti, omega-3 yağ asitleri, antioksidanlar ve düşük şekerli beslenme tercih edilmelidir.
  • Sosyal etkileşimden kopmayın: Aile ve arkadaşlarla iletişimde olmak, sosyal ortamlara katılmak, izolasyonu önler.
  • Kronik hastalıkları yönetin: Hipertansiyon, diyabet, obezite, yüksek kolesterol gibi hastalıklar beyin sağlığını doğrudan etkileyebilir.
  • Kaliteli uyku uyuyun: Uyku sırasında beyin toksinlerden arınır. Uyku bozuklukları Alzheimer riskini artırabilir.

Alzheimer ile Yaşamak: Hasta ve Yakınları İçin Öneriler

Alzheimer teşhisi hem hasta hem de yakınları için zorlu bir süreçtir. Ancak uygun bakım, sabır ve bilgi ile bu süreç daha kaliteli hale getirilebilir.

Hasta için Yaşam Kalitesini Artırma Önerileri

  • Rutin oluşturun: Günlük aktivitelerin belirli bir sıraya oturtulması, hastanın kendini güvende hissetmesine yardımcı olur.
  • Çevresel uyaranları azaltın: Gürültülü, kalabalık ve karmaşık ortamlar kafa karışıklığını artırabilir.
  • Basit ve anlaşılır iletişim kurun: Yavaş, açık ve kısa cümleler kullanmak etkili olur.
  • Güvenlik önlemleri alın: Düşme riski, ocak açık unutma gibi tehlikeleri önlemek için evde düzenlemeler yapılmalıdır.

Yakınları ve Bakıcılar İçin Destek

  • Duygusal destek alın: Alzheimer hasta yakınları depresyon, tükenmişlik gibi duygusal sorunlar yaşayabilir. Psikolojik destek önemlidir.
  • Bakım hakkında bilgi edinin: Hastalığın evrelerini ve beklenen gelişmeleri bilmek süreci kolaylaştırır.
  • Kendi sağlığınızı ihmal etmeyin: Dinlenme, sosyalleşme ve kendi fiziksel sağlığınız da ihmal edilmemelidir.
  • Destek gruplarına katılın: Benzer deneyimleri paylaşanlarla iletişim kurmak yalnızlık hissini azaltır.
Bu bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemleriniz için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz. Doktorunuza danışmadan uygulamayınız.
Yayınlanma Tarihi: 21.02.2024
Güncellenme Tarihi: 24.07.2025

Beynin Sırrı: Alzheimer, Gerçekten Bulaşıcı mı? Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Alzheimer genetik mi?

×

Alzheimer hastalığının genetikle ilişkisi oldukça merak edilen bir konudur. Cevap hem “evet” hem de “hayır” olabilir; çünkü genetik faktörler bazı kişiler için önemli rol oynarken, birçok Alzheimer vakasında kalıtsal bir neden saptanmaz.

Alzheimer hastası hayal görür mü?

×

Evet, özellikle orta ve ileri evrelerde Alzheimer hastalarında halüsinasyon (olmayan şeyleri görme veya duyma) görülebilir. Bu durum genellikle beyin fonksiyonlarının ileri düzeyde bozulmasından kaynaklanır. Halüsinasyonlar korkutucuysa mutlaka bir doktora danışılmalı ve gerekirse ilaç tedavisi gözden geçirilmelidir.

Alzheimer hastaları müziğe tepki verir mi?

×

Kesinlikle evet. Müzik terapisi, Alzheimer hastalarında anıları tetikleyebilir, kaygıyı azaltabilir ve duygusal bağ kurmayı kolaylaştırabilir. Özellikle hastanın gençliğinde sevdiği şarkılar, beynin derin bölgelerinde saklandığı için ileri evrede bile tanıdık gelebilir.

Alzheimer hastaları ağrıyı hisseder mi?

×

Alzheimer hastaları fiziksel ağrıyı hissedebilir, ancak ifade etmekte zorlanabilir. Bu nedenle huzursuzluk, iştahsızlık, yüz ifadesi gibi dolaylı belirtiler ağrı göstergesi olabilir. Bakım sürecinde bu belirtiler dikkatle gözlemlenmelidir.

Alzheimer hastalarının ehliyet alması veya araç kullanması uygun mudur?

×

Erken evrede bile Alzheimer hastalarının refleksleri, karar verme becerisi ve yön duygusu bozulabileceğinden araç kullanmaları risklidir. Hastalığın tanısı konduktan sonra nörolog tarafından ehliyet değerlendirmesi yapılmalı, güvenlik açısından ehliyetin iptali gerekebilir.

Alzheimer hastalarında öfke patlamaları neden olur?

×

Beyin hücrelerinin zarar görmesiyle birlikte duygusal kontrol mekanizmaları da zayıflar. Hasta, çevresindeki değişiklikleri anlamakta zorlandığı için sık sık öfke, saldırganlık veya ağlama nöbetleri yaşayabilir. Bu durum genellikle iletişim kuramamanın yarattığı frustrasyon sonucu gelişir ve hastaya anlayışla yaklaşmak gerekir