Kampanya Web
Kampanya Mobil
  1. Ana Sayfa
  2. Blog
  3. Boğmaca (Pertussis) Vakalarında Artış

Boğmaca (Pertussis) Vakalarında Artış

Prof. Dr. Eda Kepenekli
Boğmaca (Pertussis) Vakalarında Artış

Boğmaca (Pertussis) Vakalarında Artış

Boğmaca, uzun yıllardır aşıyla kontrol altına alınabilen bir hastalıkken, son yıllarda yeniden yükselişe geçti. Özellikle bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için ölümcül olabilen bu enfeksiyon, artık erişkinlerde de artan oranlarda görülüyor.

Boğmaca vakalarında artış, toplum sağlığı açısından önemli uyarılar barındırıyor. Bu yazıda, artış nedenlerinden korunma yollarına kadar merak edilen tüm detayları sade ve bilimsel bir dille ele alacağız.

Boğmaca Nedir ve Kimleri Etkiler?

Boğmaca, Bordetella pertussis bakterisinin yol açtığı, oldukça bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Hastalık, şiddetli ve kesintisiz öksürük nöbetleri ile seyreder. Bu öksürük atakları özellikle küçük çocuklarda nefes kesilmesine, morarmaya ve kusmaya yol açabilir.

En yüksek risk grubunu aşısı tamamlanmamış bebekler oluşturur. Bunun yanında, yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve aşısı zamanla etkisini kaybeden erişkinler de boğmacaya karşı savunmasızdır. Aşılı yetişkinler hastalığı hafif geçirse de bulaştırıcılık potansiyeli yüksektir.

Boğmaca Vakalarında Artış Neden Önemli?

Son dönemde, ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede boğmaca sıklığında artış gözleniyor. Bu artış yalnızca sayısal bir yükseliş değil; hastalığın daha genç yaş gruplarına kaymasıyla birlikte riskin büyüdüğünü gösteriyor.

Özellikle yenidoğanlarda görülen vakalar, solunum durması, ciddi oksijen düşüklüğü ve ani ölüm gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle artan boğmaca vakaları yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de ele alınması gereken bir tehdit haline gelmiş durumda.

Boğmaca Belirtileri Yaşa Göre Nasıl Değişir?

Boğmaca her yaş grubunda farklı şiddet ve biçimlerde ortaya çıkar. Bebeklerde hastalık çoğunlukla öksürükten çok nefes durmaları ile fark edilir. Ergenlerde ise gece artan, haftalarca süren inatçı öksürük daha tipiktir. Bu nedenle belirtilerin yaşa göre değiştiğini bilmek, tanıyı hızlandırmak açısından önemlidir.

Bebeklerde Boğmaca Belirtileri

Bebeklerde boğmaca, klasik öksürükten çok daha tehlikeli şekillerde kendini gösterebilir. Sessiz seyreden bu belirtiler, ebeveynler tarafından kolaylıkla gözden kaçabilir:

  • Solunum durması: Bebek aniden nefes almayı kesebilir. Bu hayati risk oluşturur.
  • Morarma atakları: Öksürükten sonra yüz veya dudaklarda morarma görülebilir.
  • Beslenme sorunları: Öksürük sonrası kusmalar bebeğin kilo almasını engeller.
  • Tipik öksürük sesi: Kesintisiz öksürük sonrası gelen tiz ses, boğmacaya özgüdür.

Bu belirtiler genellikle ilk aylarda aşısı tamamlanmamış bebeklerde görülür. Bu nedenle erken farkındalık hayati önem taşır.

Ergen ve Yetişkinlerde Boğmaca Belirtileri

Ergenlerde ve erişkinlerde boğmaca daha hafif seyredebilir ama bulaştırıcılığı yüksektir. Semptomlar genellikle uzun süren öksürük ile sınırlı kalır:

  • İnatçı kuru öksürük: Özellikle gece artan, haftalarca süren öksürük tipi yaygındır.
  • Göğüs ağrısı ve yorgunluk: Öksürük nöbetleri göğüste ağrıya, genel yorgunluğa neden olur.
  • Uyku bozukluğu: Sürekli öksürük, uyku kalitesini ciddi oranda bozar.
  • İyileşme sonrası devam eden öksürük: Enfeksiyon geçse bile haftalar sürebilir.

Bu yaş grubundaki belirtiler genellikle soğuk algınlığıyla karıştırılır. Bu da boğmacanın tanı ve tedavisini geciktirir.

Boğmaca Tanısı Nasıl Konur?

Boğmaca tanısı, özellikle erken evrede belirti vermeyen vakalarda klinik deneyim ve doğru testlerle mümkündür. Tanı süreci, yaş grubuna ve semptomların süresine göre şekillenir.

Yeni doğanlarda tanı daha zordur çünkü klasik öksürük nöbetleri görülmeyebilir. Bu nedenle şüphe duyulan her vakada hızlı ve doğru laboratuvar testlerine başvurulmalıdır.

Laboratuvar Testleri ve Tanı Yöntemleri

Boğmaca tanısında birkaç farklı yöntem birlikte değerlendirilir. Erken tanı için hızlı sonuç veren testler tercih edilir:

  • Nazofaringeal sürüntü ile PCR testi: En güvenilir tanı aracıdır. Bakterinin DNA'sını doğrudan saptar.
  • Kültür testi: PCR kadar hızlı değildir ancak pozitifse kesin tanı koydurur.
  • Serolojik testler: Özellikle geç evrede antikor düzeylerini değerlendirmede kullanılır.
  • Tam kan sayımı ve CRP: Spesifik olmasa da enfeksiyon varlığına dair fikir verir.

PCR testi, özellikle hastalığın ilk iki haftasında yüksek hassasiyet gösterdiğinden önerilir.

Tanı Sürecinde Karşılaşılan Zorluklar

Boğmaca tanısı bazı gruplarda kolayca atlanabilir. Bu durum hem hasta sağlığı hem de toplum bulaşı açısından risklidir:

  • Atipik belirtiler: Bebeklerde öksürük olmadan seyredebilir; sadece nefes durması olabilir.
  • Geç tanı: Erişkinlerde belirtiler griple karışabilir, bu da tanıyı geciktirir.
  • Test erişimi: Her sağlık kuruluşunda PCR testi çalışılamayabilir.
  • Aşılı bireylerde hafif seyir: Aşılılar boğmacayı hafif geçirdiği için tanı düşünülmeyebilir.

Tanının gecikmesi, hastalığın toplumda yayılmasını kolaylaştırır. Bu nedenle klinik şüphe durumunda test istenmesi hayati öneme sahiptir.

Boğmaca Tedavisinde Kullanılan Yöntemler

Boğmaca tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın yaşına göre değişiklik gösterir. Erken evrede başlanan antibiyotik tedavisi, hem semptomları hafifletir hem de bulaştırıcılığı azaltır.

Geç evrede ise antibiyotik etkisi azalır, bu durumda semptomlara yönelik destekleyici tedavi önem kazanır. Özellikle bebeklerde hastanede takip ve solunum desteği gerekebilir.

Antibiyotik Tedavisi ve Etkinliği

Boğmaca bakterisine karşı en etkili tedavi makrolid grubu antibiyotiklerle sağlanır. Ancak bu tedavinin zamanlaması çok önemlidir:

  • Eritromisin, azitromisin veya klaritromisin: En sık tercih edilen antibiyotiklerdir.
  • Erken kullanımın önemi: İlk 2 haftada başlanırsa semptom süresi kısalır ve bulaştırıcılık azalır.
  • Temaslı tedavisi: Aile bireyleri de aynı anda antibiyotik almalıdır.
  • Direnç gelişimi: Nadiren de olsa bakteride antibiyotik direnci görülebilir.

Antibiyotikler geç dönemde semptomları iyileştirmez ama bulaşı önleme açısından yine de verilir.

Destekleyici Tedavi ve Bakım Önerileri

Antibiyotik dışında hastanın konforunu artıracak ve komplikasyonları azaltacak destekler de oldukça etkilidir:

  • Solunum desteği: Bebeklerde gerekirse yoğun bakımda oksijen veya ventilatör desteği sağlanır.
  • Beslenme takibi: Kusma ve emmede zorlanma olan bebekler için sıvı desteği gerekir.
  • Ortam hijyeni: Havanın nemli ve temiz olması öksürük nöbetlerini azaltabilir.
  • İzole bakım: Özellikle ilk 5 gün, hasta diğer bireylerden ayrılmalıdır.

Destek tedavisi, boğmacanın iyileşme sürecini kısaltmaz ancak semptomların şiddetini ve olası komplikasyonları azaltabilir.

Boğmaca Vakalarında Artış Neden Yaşanıyor?

Son yıllarda boğmaca vakalarındaki artışın birçok nedeni bulunuyor. Bunlar arasında tanı teknolojilerindeki gelişmeler, bakterinin genetik yapısındaki değişim ve toplumda aşılama oranlarının düşmesi başta geliyor. COVID-19 pandemisiyle birlikte sağlık hizmetlerine erişimin azalması ve aşı tereddüdünün artması da bu eğilimi hızlandıran faktörler arasında yer alıyor.

Boğmaca Tanısında Yeni Gelişmeler

Tanı teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde boğmaca daha sık ve erken teşhis edilebiliyor. Bu da vaka sayılarının görünürde artmasına yol açabiliyor. Ancak bu durum farkındalığı artırmak açısından da önemli:

  • PCR testlerinin yaygınlaşması: Hızlı ve güvenilir sonuç verdiği için daha sık kullanılmaya başlandı.
  • Daha fazla merkezde test yapılması: Önceden sadece ileri düzey laboratuvarlarda yapılırken, artık yaygınlaştı.
  • Hekim farkındalığının artması: Uzayan öksürük şikayetlerinde boğmaca olasılığı daha erken düşünülüyor.
  • Temaslı tarama uygulamaları: Aile bireylerinde semptom olmasa da test öneriliyor.

Tanı kolaylaştıkça vakalar daha görünür hale geliyor. Bu da önleme stratejilerini geliştirmeyi mümkün kılıyor.

Boğmaca Etkeninin Genetik Değişimi ve Aşının Etkinliği

Boğmacaya yol açan Bordetella pertussis bakterisinin bazı suşlarında genetik mutasyonlar saptandı. Bu değişiklikler aşının etkinliğini azaltabilir. Ayrıca bakterinin yapısal farklılıkları tedaviye de direnç oluşturabiliyor:

  • Antijen yapısındaki değişiklikler: Aşıyla hedeflenen proteinler değişince bağışıklık yanıtı zayıflayabiliyor.
  • Makrolid antibiyotiklere direnç: Bazı alt türlerde tedaviye direnç geliştiği gözlemlendi.
  • Aşının koruma süresinin kısalması: Aşının etkisi 3–5 yıl sonra belirgin şekilde azalabiliyor.
  • Yeni nesil aşı ihtiyacı: Genetik uyumlu, daha uzun etkili aşılara ihtiyaç duyuluyor.

Bu değişiklikler, hem bireysel koruma hem de toplum bağışıklığı açısından yeni stratejiler geliştirmeyi zorunlu kılıyor.

Aşı Kararsızlığı ve Pandemi Gibi Faktörlerin Etkisi

COVID-19 pandemisi ve sosyal medya üzerinden yayılan bilgi kirliliği, toplumda aşılama oranlarını olumsuz etkiledi. Aşı kararsızlığı, yalnızca bireyleri değil tüm toplumu risk altına sokuyor:

  • Pandemi nedeniyle sağlık hizmetlerine erişim kısıtlandı: Rutin aşılar ertelendi veya ihmal edildi.
  • Aşı karşıtı söylemlerin artması: Sosyal medyada yayılan yanlış bilgiler aşı tereddüdünü artırdı.
  • Gelişmiş ülkelerde bile düşen aşı oranları: Bu durum yalnızca Türkiye’ye özgü değil, küresel bir sorun.
  • Göç ve afetler: Deprem ve mülteci krizi gibi durumlar da bağışıklama programlarını sekteye uğrattı.

Bu etkenler bir araya geldiğinde boğmaca vakalarının artması kaçınılmaz hale geliyor. Toplumsal bağışıklığın yeniden sağlanması için güvenilir iletişim ve erişilebilir sağlık hizmetleri kritik önem taşıyor.

Boğmaca Aşısı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Boğmaca aşısı, hastalığa karşı en etkili korunma yollarından biridir. Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde uygulanan rutin aşılar, ciddi komplikasyonları büyük ölçüde önler. Ancak bağışıklığın zamanla azalması, erişkinlerde de aşılamanın önemini ortaya koyar.

Ülkemizde uygulanan beş dozluk çocukluk çağı aşı takvimi, temel bağışıklığı sağlamada oldukça etkilidir. Fakat bu bağışıklık genellikle birkaç yıl içinde azalır. Bu nedenle ergenlikte ve erişkinlikte pekiştirme dozları gündeme gelmektedir.

Aşının Koruyuculuğu ve Etki Süresi

Boğmaca aşısının sağladığı koruma zaman içinde azalabilir. Bu durum hem bireysel hem toplumsal bağışıklığın sürdürülebilirliğini etkiler:

  • İlk 5 yıl içinde yüksek koruma sağlar: Özellikle 2–6 yaş arasında etkinliği oldukça yüksektir.
  • 3–5 yıl sonra koruma azalır: Aşının etkisi zamanla zayıflar ve yeniden enfekte olma riski doğar.
  • Erişkinlerde pekiştirme dozu gerekir: Aşılı bireyler bile taşıyıcı olabilir; bu da bebekler için tehlike yaratır.
  • Toplum bağışıklığını güçlendirir: Aşı sadece bireyi değil, çevresindeki risk grubundakileri de korur.

Bu nedenle belirli aralıklarla aşının yenilenmesi, hastalığın yayılmasını önlemek için şarttır.

Aşı Takvimi ve Uygulama Zamanlaması

Boğmaca aşısının zamanında ve eksiksiz uygulanması, koruyuculuğunu doğrudan etkiler. Türkiye’deki Ulusal Bağışıklama Takvimi bu konuda yol göstericidir:

  • Bebeklerde 5 dozluk rutin aşı takvimi uygulanır: 2., 4., 6., 18. ay ve 4–6 yaş arası.
  • Ergenler için Tdap (boğmaca içeren tetanoz aşısı) önerilir: 11–12 yaş civarında yapılması uygundur.
  • Erişkinler 10 yılda bir pekiştirme dozu almalıdır: Özellikle sağlık çalışanları ve ebeveyn adayları için önerilir.
  • Gebelikte aşılama mümkündür: Anne aşılandığında antikorlar plasenta yoluyla bebeğe geçer.

Doğru zamanlama, aşının hem bireysel koruma hem de KOZA stratejisi içindeki rolünü güçlendirir.

Boğmaca'dan Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Boğmacaya karşı korunmanın en etkili yolları arasında aşı, hijyen alışkanlıkları ve erken tanı yer alır. Özellikle bulaşın kolay olduğu okul, kreş gibi ortamlarda çocukların eğitimi ve ailelerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşır.

Çocuklarda Hijyen Eğitimi ve Okul Önlemleri

Boğmaca öksürük yoluyla bulaşır. Bu nedenle çocukların hijyen kurallarını öğrenmesi, hastalığın yayılmasını önemli ölçüde azaltır:

  • Öksürürken ağız ve burnun kapatılması öğretilmelidir: Tercihen tek kullanımlık mendille ya da dirsek içiyle.
  • El yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır: Özellikle öksürük ve hapşırık sonrası eller mutlaka yıkanmalıdır.
  • Hasta çocuklar okula gönderilmemelidir: İyileşene kadar evde kalmaları bulaşı engeller.
  • Eğitim kurumlarında havalandırma sağlanmalıdır: Kapalı alanlarda virüs ve bakteriler kolay yayılır.

Bu küçük ama etkili önlemler, salgın zincirini kırmada önemli rol oynar.

KOZA Stratejisi ile Yenidoğanları Koruma

KOZA stratejisi, henüz aşı olamamış bebekleri çevresel bağışıklıkla korumayı hedefler. Bu yöntem özellikle ilk 2 ay içinde savunmasız olan bebekler için hayat kurtarıcıdır:

  • Hamileliğin 27–36. haftaları arasında anneye Tdap aşısı yapılmalıdır: Anne bağışıklık kazanır ve antikorlar bebeğe geçer.
  • Bebeğe yakın temas edecek herkes aşılı olmalıdır: Baba, büyükanneler, bakıcı gibi yakın temaslılar da aşılanmalıdır.
  • KOZA, toplu bağışıklık yaratır: Aşılanmış çevre sayesinde enfeksiyonun bebeğe ulaşması engellenir.
  • Her doğum öncesi dönemde tekrar edilmelidir: Aşının etkisi kalıcı değildir, her gebelikte tekrar gereklidir.

Bu strateji, bebek aşı takvimine başlayana kadar geçen sürede koruyucu bir tampon bölge işlevi görür.

Boğmaca Hastalığında Komplikasyonlar ve Risk Grupları

Boğmaca, özellikle savunmasız bireylerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar, tedaviyi zorlaştırmakla kalmaz; hastalığın ölümcül sonuçlar doğurmasına da neden olabilir. En büyük tehlike ise yenidoğanlar ve aşısı tamamlanmamış bebeklerde görülür.

Erken tanı ve etkili tedavi süreci komplikasyon riskini düşürse de, bağışıklık sistemi zayıf bireylerde risk her zaman daha yüksektir. Bu nedenle kimlerin yüksek risk altında olduğunu bilmek ve onları öncelikli korumaya almak hayati önem taşır.

Boğmaca Komplikasyonları

Boğmaca enfeksiyonu sadece öksürükle sınırlı kalmaz. Tedavi edilmezse ya da geç tanı konursa ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir:

  • Zatürre: En sık görülen komplikasyondur; özellikle bebeklerde hayati riske yol açar.
  • Apne (nefes durması): Yeni doğanlarda ani oksijen kesilmesine neden olabilir.
  • Kilo kaybı ve beslenme bozuklukları: Kusma nöbetleriyle birlikte bebeklerde gelişim geriliği oluşturabilir.
  • Beyin hasarı: Oksijen yetersizliğine bağlı nörolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Kaburga kırıkları: Şiddetli öksürük erişkinlerde kaburgalara zarar verebilir.

Bu komplikasyonlar, hastalığın sadece çocukluk çağı sorunu olmadığını gösterir. Her yaş grubunda dikkatli olunmalıdır.

Yüksek Risk Altındaki Gruplar

Boğmaca bazı bireylerde daha ağır seyreder. Bu nedenle bu kişilere yönelik koruyucu stratejiler öncelik taşımalıdır:

  • 0–6 ay arası bebekler: Aşısı tamamlanmadığı için en savunmasız gruptur.
  • Hamileler: Hem kendi sağlıkları hem de doğacak bebek için aşı önerilir.
  • Yaşlı bireyler: Bağışıklık sistemi zayıfladığı için ağır komplikasyon riski artar.
  • Bağışıklık yetmezliği olanlar: HIV pozitif bireyler veya kemoterapi alan hastalar için risk yüksektir.
  • Aşısı eksik veya hiç yapılmamış kişiler: Taşıyıcılık ve yayılım potansiyelleri daha fazladır.

Bu grupların erken teşhis ve aşılama ile korunması, toplum genelindeki bulaş zincirini kırmak açısından da önemlidir.

Aşı Kararsızlığı ve Toplum Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Aşı kararsızlığı, sadece bireysel bir tercih değil, toplum sağlığını doğrudan etkileyen bir halk sağlığı sorunudur. Aşılanmayan bireyler yalnızca kendilerini değil, aşılanamayan veya korunmasız kişileri de riske atar.

Son yıllarda artan dezenformasyon ve güven eksikliği, boğmaca gibi hastalıklarda toplum bağışıklığını zayıflatıyor. Bu durum salgınların yeniden ortaya çıkmasına ve önlenebilir ölümlerin yaşanmasına neden olabiliyor.

Aşı Kararsızlığının Nedenleri

Aşıya duyulan güvensizlik birçok farklı kaynaktan beslenir. Bu nedenleri doğru analiz etmek, çözüm üretmenin ilk adımıdır:

  • Sosyal medyada yayılan yanlış bilgiler: Bilimsel dayanağı olmayan içerikler korku yaratır.
  • Sağlık sistemine güvensizlik: Özellikle pandemi döneminde artan sistem eleştirileri kararsızlığı körükledi.
  • Yan etki korkusu: Nadir görülen vakalar genelleştirilerek endişe yaratıyor.
  • Dini ve kültürel faktörler: Bazı bireyler inanç temelli çekinceler taşıyor.
  • Yetersiz bilgilendirme: Aşıların içeriği, etkisi ve gerekliliği konusunda bilgi eksikliği hâkim.

Bu nedenler, toplumun geniş kesimlerinde benzer davranış kalıplarına yol açabiliyor.

Aşı Kararsızlığı ile Mücadele Stratejileri

Aşı kararsızlığına karşı etkili mücadele, bireysel değil toplumsal bir yaklaşım gerektirir. Bilimsel bilgiye dayalı, güven inşa eden ve ulaşılabilir stratejiler geliştirilmelidir:

  • Güvenilir sağlık iletişimi kurulmalıdır: Sağlık otoriteleri sade ve şeffaf bilgilendirme yapmalıdır.
  • Aşı ile ilgili olumlu hikâyeler paylaşılmalıdır: Gerçek yaşamdan örnekler ikna gücünü artırır.
  • Sağlık çalışanları eğitilmelidir: Hekimlerin doğru iletişim kurması kararsız bireyleri etkileyebilir.
  • Okullarda ve aile hekimliklerinde bilgilendirme yapılmalıdır: Erken yaşta doğru bilgiyle tanışmak etkili olur.
  • Yan etkiler şeffafça anlatılmalıdır: Güven sağlamak için risklerin dürüstçe paylaşılması gerekir.

Bu stratejiler uzun vadede toplum bağışıklığını güçlendirir ve salgınların önüne geçilmesine katkı sağlar.

Boğmaca ve COVID-19 Pandemisi Arasındaki İlişki

COVID-19 pandemisi, sağlık sistemleri üzerinde büyük bir baskı oluştururken, birçok ülkede rutin bağışıklama programlarının sekteye uğramasına neden oldu. Bu durum, boğmaca gibi önlenebilir hastalıkların tekrar artış göstermesinin temel nedenlerinden biri olarak görülüyor.

Ayrıca pandeminin ilk dönemlerinde alınan izolasyon önlemleri ve maske kullanımı, boğmaca vakalarında geçici bir düşüşe yol açsa da, bu durum bağışıklık seviyesini azaltarak ilerleyen yıllarda daha yüksek vaka artışlarına zemin hazırlamış olabilir.

Pandemi Sürecinde Boğmaca Vakalarındaki Değişim

Pandemi döneminde boğmaca vakalarında gözle görülür değişimler yaşandı. Ancak bu değişimler, boğmacanın ortadan kalktığı değil, görünürlülüğünün azaldığı anlamına geliyor:

  • İzolasyon ve maske kullanımı: Sosyal mesafe ve hijyen kuralları boğmaca bulaşını geçici olarak azaltmış olabilir.
  • Tanı koyma oranı düştü: Boğmaca şüphesi taşıyan bireyler sağlık kuruluşlarına daha az başvurdu.
  • Salgınlara dair dikkat başka yöne kaydı: Boğmaca gibi hastalıkların izlenmesi arka planda kaldı.
  • Pandemi sonrası artış riski doğdu: Düşen bağışıklık seviyesi yeni bir boğmaca salgını riskini artırdı.

Bu nedenlerle pandemi sonrası dönem, boğmaca kontrolü açısından daha dikkatli olunması gereken bir süreçtir.

Pandeminin Aşılama Üzerindeki Etkileri

Pandemi, hem doğrudan hem de dolaylı yollarla aşılama oranlarını düşürdü. Bu da bağışıklık duvarında ciddi zayıflamalara yol açtı:

  • Ailelerin sağlık kuruluşlarına erişimi azaldı: Pandemi sırasında birçok çocuk rutin aşılarını zamanında olamadı.
  • Karantina ve kapanmalar aşı takvimini aksattı: Aşı randevuları iptal edildi veya ertelendi.
  • Aşı karşıtlığı yükseldi: Pandemiyle ilgili aşı tartışmaları, genel aşı güvenini de zedeledi.
  • Halkın dikkat odağı değişti: COVID-19 dışında kalan hastalıkların ciddiyeti göz ardı edildi.

Tüm bu etkenler, boğmaca gibi önlenebilir hastalıkların tekrar yayılmasını kolaylaştıran ortamı hazırladı.

Boğmaca Vakalarında Artışa Karşı Toplumsal Bilinç Neden Şart?

Boğmaca gibi solunum yolu enfeksiyonları bireysel değil, toplumsal bir mücadele gerektirir. Toplumun tüm kesimlerinin hastalık hakkında bilgi sahibi olması, sadece kendi sağlığı için değil çevresindekileri korumak için de önemlidir.

Aşılanma, hijyen kurallarına uyum ve erken tanı bilinci sayesinde boğmaca ile etkili bir şekilde mücadele etmek mümkündür. Bu nedenle sağlık otoriteleri, medya ve eğitim kurumları birlikte çalışarak bilinç düzeyini artırmalı, doğru bilgiyi toplumun her kesimine ulaştırmalıdır.

Bilinçli Toplum, Güçlü Koruma

Boğmaca, modern tıbbın önleyebildiği fakat ihmalle geri dönebilen bir halk sağlığı sorunu. Artan vakalar, yalnızca tıbbi değil toplumsal bir uyarı niteliğinde. Aşıyla, erken tanıyla ve hijyen bilinciyle hem kendimizi hem çevremizdekileri koruyabiliriz. Unutmayın; boğmacaya karşı en güçlü savunma, doğru bilgi ve toplumsal dayanışmadır.

Bu bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemleriniz için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz. Doktorunuza danışmadan uygulamayınız.
Yayınlanma Tarihi: 01.03.2024
Güncellenme Tarihi: 04.06.2025

Boğmaca (Pertussis) Vakalarında Artış Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boğmaca ne kadar sürede iyileşir?

×

Boğmaca hastalığı genellikle 6 ila 10 hafta sürer. Öksürük nöbetleri ilk 2 haftada şiddetlidir, sonraki haftalarda giderek azalır. Bazı vakalarda öksürük 3 aya kadar uzayabilir.

Boğmaca aşısı yetişkinlere yapılır mı?

×

Evet. Boğmaca aşısı (Tdap) yetişkinlere önerilir. Özellikle sağlık çalışanları, hamileler ve bebekle yakın temasta olacak kişiler düzenli olarak aşılanmalıdır.

Boğmaca testi nerede yapılır?

×

Boğmaca tanısı için PCR testi gerekir. Bu test birçok devlet hastanesinde, özel hastanede ve bazı laboratuvarlarda yapılabilir. Tanı için nazofaringeal sürüntü örneği alınır.

Boğmaca antibiyotikle geçer mi?

×

Antibiyotikler hastalığın erken evresinde etkilidir. İlk 2 haftada başlandığında hem bulaştırıcılığı azaltır hem semptomları hafifletir. Geç evrede semptom süresini kısaltmaz.

Boğmaca aşısı bebekleri ne kadar süre korur?

×

Bebeklikte yapılan 5 dozluk aşı serisi, genellikle 5 yıla kadar etkili koruma sağlar. Ancak bağışıklık zamanla azalır. Bu nedenle ergenlikte ve erişkinlikte pekiştirme dozu gerekir.

Boğmaca ölümcül müdür?

×

Evet, özellikle aşısız 6 aydan küçük bebeklerde ölümcül olabilir. Solunum durması, zatürre ve beyin hasarı gibi ağır komplikasyonlar gelişebilir.

Boğmaca olan kişi ne kadar süre bulaştırıcıdır?

×

Antibiyotik tedavisi almayan bireyler 3 haftaya kadar bulaştırıcıdır. Tedavi başladıktan sonra bulaştırıcılık genellikle 5 gün içinde sona erer.

Boğmaca aşısının yan etkileri var mı?

×

Ateş, enjeksiyon yerinde ağrı, halsizlik gibi hafif yan etkiler görülebilir. Şiddetli reaksiyonlar son derece nadirdir. Aşının faydası, riskinden çok daha fazladır.

Boğmaca geçiren kişi tekrar hastalanır mı?

×

Evet. Doğal enfeksiyon geçirmiş kişilerde bağışıklık zamanla azalabilir. Bu nedenle daha önce boğmaca geçirmiş kişilerin de belirli aralıklarla aşılanması önerilir.