Kampanya Web
Kampanya Mobil
  1. Ana Sayfa
  2. Blog
  3. Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları

Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları

Psk. Ecem Coşar
Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları

Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları

Bir gecede tüm hayatınızın değiştiğini hayal edin. Eviniz, sevdikleriniz, yaşadığınız mahalle… Depremler, sadece binaları değil, insanın iç dünyasını da yıkar. Doğal afetler, fiziksel kayıpların ötesinde, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını derinden etkileyebilir. Özellikle deprem sonrası psikolojik sorunlar, görünmeyen ama kalıcı izler bırakabilir.

Bu yazıda, depremden sonra bireylerde en sık karşılaşılan psikolojik problemleri ve bunlarla başa çıkmanın etkili yollarını ele alacağız. Travma sonrası stres, depresyon, anksiyete gibi durumları daha iyi anlamanızı ve gerektiğinde doğru adımları atabilmenizi amaçlıyoruz.

Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar Nelerdir?

Deprem sonrasında ortaya çıkan psikolojik tepkiler, yalnızca olay anıyla sınırlı kalmaz. Etkileri haftalar, hatta aylar sürebilir. Bu durumlar travmanın yoğunluğuna, bireyin geçmiş deneyimlerine ve mevcut destek sistemine göre değişiklik gösterir.

Akut Stres Tepkisi

Depremin hemen ardından ortaya çıkan akut stres tepkisi, bireyin psikolojik savunma mekanizmasının doğal bir yansımasıdır. Genellikle ilk günlerde görülür ve zamanla hafifleyebilir.

  • İrkilme ve tetikte olma hali: Kişi, en küçük seste ya da harekette yoğun korku hissedebilir.
  • Kabuslar ve uyku bozuklukları: Uykuda depremi tekrar yaşamak, ani uyanmalar sık görülür.
  • Flashbackler: Olayın zihinde tekrar tekrar canlanması kişiyi sürekli travmanın içinde hissettirir.
  • Yoğun kaygı ve panik ataklar: Kalp çarpıntısı, nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterir.
  • Kendini suçlama: “Keşke başka türlü davransaydım” düşüncesi yoğunlaşabilir.

Bu belirtiler bir süre sonra hafifler. Ancak devam ederse daha derin bir soruna işaret edebilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Bazı bireylerde stres tepkileri kısa sürede azalmaz, aksine zamanla derinleşir. Bu durumda travma sonrası stres bozukluğu gelişebilir. TSSB, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir durumdur.

  • İstemsiz anılar: Depremle ilgili görüntüler ve sesler sık sık zihne gelir.
  • Kaçınma davranışı: Depremi hatırlatan yerlerden, konuşmalardan kaçınılır.
  • Aşırı uyarılmışlık: Uykusuzluk, öfke patlamaları ve kolay irkilme sık görülür.
  • Duygusal uyuşma: Kişi kendini çevresine yabancı, kopuk hisseder.
  • İlişki sorunları: Yakın ilişkilerde mesafe artar, bağ kurmak zorlaşır.

Araştırmalar, doğal afetler sonrasında TSSB görülme oranının toplum ortalamasının üç katına kadar çıkabileceğini göstermektedir.

Depresyon

Deprem gibi büyük felaketler sonrası yaşanan kayıplar, bireyde içe çekilmeye ve umutsuzluğa neden olabilir. Bu süreç uzarsa majör depresyon gelişme riski artar.

  • Çökkün ruh hali: Gün boyu süren keyifsizlik ve mutsuzluk hissi öne çıkar.
  • İlgi kaybı: Daha önce zevk alınan aktiviteler artık anlamsız gelir.
  • Yorgunluk ve enerji eksikliği: En basit işler bile zorlayıcı hale gelir.
  • Uyku ve iştah değişiklikleri: Aşırı uyuma veya uykusuzluk, iştahsızlık sık görülür.
  • İntihar düşünceleri: Umutsuzluk ileri seviyeye ulaştığında bu tür düşünceler baş gösterebilir.

Depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Ancak erken fark edilmesi büyük önem taşır.

Anksiyete Bozuklukları

Deprem sonrası sürekli tetikte olma hali, zamanla yaygın kaygıya dönüşebilir. Kişi, yeniden bir deprem olacağı düşüncesinden kendini kurtaramaz.

  • Panik ataklar: Beklenmedik anda başlayan yoğun korku nöbetleri görülebilir.
  • Artçı sarsıntılara aşırı tepki: Hafif bir titreşim bile panik yaratabilir.
  • Sürekli endişe hali: Kişi sürekli bir felaket beklentisi içindedir.
  • Fiziksel belirtiler: Baş dönmesi, mide bulantısı, kas gerginliği sık görülür.
  • Sosyal çekilme: Kalabalık alanlardan uzaklaşma, dış dünyadan kopma yaşanabilir.

Anksiyete, bireyin günlük yaşamını kesintiye uğratacak düzeye ulaşabilir.

Yas Reaksiyonları

Deprem sonrası ölüm kayıpları, derin yas süreçlerine yol açar. Yas, doğal bir tepkidir; ancak bazı durumlarda patolojik hale gelebilir.

  • Yoğun keder: Kişi kaybın gerçekliğini kabul etmekte zorlanır.
  • İnkâr ve öfke: Kayıp karşısında “neden ben” gibi sorgulamalar başlayabilir.
  • Sosyal izolasyon: Kişi içine kapanır, çevresiyle bağlantı kurmakta zorlanır.
  • Zaman kavramında bozulma: Günlük hayatın akışı anlamını yitirir.
  • Komplike yas: Yas süreci aylarca sürerse ve işlevselliği bozarsa destek şarttır.

Her bireyin yas süreci farklıdır; önemli olan bu sürecin destekle sağlıklı şekilde ilerlemesidir.

Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlarla Nasıl Başa Çıkılır?

Deprem sonrası yaşanan travmatik etkiler karşısında bireylerin yalnız olmadığını bilmeleri, iyileşme sürecinin ilk adımıdır. Psikolojik destek yolları çok yönlüdür ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Aşağıdaki stratejiler, bilimsel temellere dayalı olarak geliştirilmiştir ve travma sonrası toparlanmaya yardımcı olur.

Destek Ağlarının Güçlendirilmesi

Sosyal destek, travma sonrası toparlanmada en güçlü iyileştirici faktörlerden biridir. Bireyin çevresindeki insanlar, duygusal dayanıklılığın yeniden inşasında büyük rol oynar.

  • Aile desteği: Güvenli bir iletişim ortamı, bireyin duygularını ifade etmesine olanak tanır.
  • Arkadaş çevresi: Paylaşım, yalnızlık hissini azaltır ve travma sonrası izolasyonu önler.
  • Topluluk dayanışması: Gönüllü organizasyonlar, grup terapileri ve semt destek grupları bireysel gücü artırır.

Travma Odaklı Psikoterapiler

Profesyonel psikolojik destek, travmanın kalıcı etkilerini azaltmak için en etkili yöntemlerden biridir. Bireyin duygusal süreçlerini yapılandırmasına yardımcı olur.

  • BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi): Olumsuz düşünce kalıplarının fark edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını sağlar.
  • EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma): Travmatik anıların işlenmesine ve nötrleştirilmesine destek olur.
  • Travma odaklı BDT: Özellikle TSSB gibi uzun süreli belirtilerde klinik olarak etkinliği kanıtlanmıştır.

Mindfulness ve Gevşeme Teknikleri

Travma sonrası zihin sürekli alarm halindedir. Bu alarmı yatıştırmak için beden-zihin farkındalığına dayalı gevşeme yöntemleri kullanılabilir.

  • Nefes egzersizleri: Derin ve kontrollü nefes, sinir sistemini sakinleştirir.
  • Mindfulness uygulamaları: “Şu an”da kalmayı öğretir ve geçmiş travmatik imgelerle baş etmeyi kolaylaştırır.
  • Kas gevşetme teknikleri: Bedenin gerginliğini azaltarak psikolojik rahatlama sağlar.

Rutinlerin Yeniden Kurulması

Deprem sonrası yaşam düzeninin bozulması, bireyde kontrol kaybı hissine yol açabilir. Basit rutinler bu hissi yeniden yapılandırır.

  • Uyku düzeni oluşturulmalıdır: Her gün aynı saatte uyuyup uyanmak, biyolojik ritmi düzenler.
  • Beslenme planlanmalıdır: Dengeli ve düzenli beslenme psikolojik dengeyi destekler.
  • Hareketli yaşam teşvik edilmelidir: Günlük kısa yürüyüşler bile duygusal dengeyi artırır.

Profesyonel Destek Almaktan Çekinmemek

Bazı bireyler, profesyonel yardım almayı zayıflık göstergesi olarak algılar. Oysa bu, iyileşme sürecinin en cesur adımıdır.

  • Psikolog ya da psikiyatrist desteği alınmalıdır: Uzman yardımı tanı koymada ve tedavi sürecinde yol göstericidir.
  • Belirtiler uzun sürüyorsa müdahale şarttır: 2–4 haftadan uzun süren travmatik belirtiler profesyonel değerlendirme gerektirir.
  • Toplumsal önyargılar aşılmalıdır: Yardım istemek, bireysel gücün göstergesidir, zayıflık değil.

Bilinçli Medya Tüketimi

Travmatik içeriklere sürekli maruz kalmak, psikolojik iyileşmeyi geciktirir. Bu nedenle medya tüketimi bilinçli şekilde düzenlenmelidir.

  • Sürekli haber takibi sınırlandırılmalıdır: Gün içinde belirli saatlerde güncel gelişmeler takip edilmeli, 24 saatlik döngüden kaçınılmalıdır.
  • Sosyal medya filtrelenmelidir: Travma içeren videolar, grafik görseller tetikleyici olabilir.
  • Güvenilir kaynaklara yönelinmelidir: Bilimsel içerikler ve resmi bilgilendirme kanalları tercih edilmelidir.

Travmaya İkinci Kez Maruz Kalmaktan Korunmak

Travma yalnızca bir kez yaşanmaz; tekrar tekrar hatırlanarak yeniden tetiklenebilir. Bu nedenle duyusal ve sosyal sınırların çizilmesi gerekir.

  • Vicarious travma fark edilmelidir: Başkalarının yaşadıklarını sürekli izlemek, bireyi de travmatize edebilir.
  • Görsel içeriklerden uzak durulmalıdır: Deprem görüntüleri, siren sesleri gibi tetikleyiciler sınırlandırılmalıdır.
  • Sosyal sınırlar belirlenmelidir: Travmatik konuların yoğun şekilde konuşulduğu ortamlardan uzaklaşmak sağlıklıdır.

Deprem Sonrası Umut ve İyileşme Süreci

Deprem sonrası yaşananlar hayatı temelden sarsabilir. Ancak psikolojik iyileşme mümkündür. Travmaya karşı verilen tepkiler kişiden kişiye değişse de iyileşme süreci evrensel olarak desteklenebilir. Bu süreç sabır, destek ve doğru kaynaklarla sağlıklı şekilde ilerleyebilir.

Umut, yeniden güven inşa etmekle başlar. Güvenli bir çevre oluşturmak, sevilen insanlarla bağ kurmak, yaşamı yeniden planlamak psikolojik toparlanmayı mümkün kılar. Toplumsal dayanışma, bireysel farkındalık ve profesyonel destek bu sürecin vazgeçilmez parçalarıdır.

Güvende Hissetmek Yeniden Mümkün

Deprem, insanın en temel ihtiyacı olan güven duygusunu sarsar. Ancak psikolojik dayanıklılık, insanın iç dünyasında yeniden kök salabilir. Doğru bilgi, zamanında müdahale ve güçlü bir sosyal destek sistemiyle bu derin yaralar onarılabilir.


Kaynakça

Gu, J., Strauss, C., Bond, R., & Cavanagh, K. (2015). How do mindfulness-based cognitive therapy and mindfulness-based stress reduction improve mental health and wellbeing? A systematic review and meta-analysis of mediation studies. Clinical Psychology Review, 37, 1–12.

Neria, Y., Nandi, A., & Galea, S. (2008). Post-traumatic stress disorder following disasters: A systematic review. Psychological Medicine, 38(4), 467–480.

Bu bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemleriniz için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz. Doktorunuza danışmadan uygulamayınız.
Yayınlanma Tarihi: 05.05.2025
Güncellenme Tarihi: 19.06.2025

Deprem Sonrası Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Deprem sonrası yaşadığım korku ve kaygı normal mi?

×

Evet, deprem gibi travmatik olaylar sonrasında korku, kaygı, üzüntü ve öfke gibi duygular yaşamak doğaldır. Bu duygular genellikle zamanla azalır; ancak günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan destek almanız faydalı olabilir.

Çocuğum depremden sonra içine kapandı, ne yapmalıyım?

×

Çocuklar travmatik olaylara farklı tepkiler verebilir. İçe kapanma, alt ıslatma, kabuslar görme gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu durumda çocuğunuza güven verici bir ortam sağlamak, duygularını ifade etmesine yardımcı olmak ve gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek almak önemlidir.

Deprem sonrası çocuklara nasıl yaklaşmalıyım?

×

Çocuklara yaşlarına uygun, sade ve dürüst açıklamalar yapın. Onların duygularını dinleyin, güven verici bir ortam sağlayın ve rutinlerini korumaya çalışın. Ayrıca, travmatik görüntülerden uzak tutmak da önemlidir.

Deprem sonrası çocuklarda hangi belirtiler görülür?

×

Deprem sonrasında çocuklarda korku, kaygı, kabuslar, alt ıslatma, iştah değişiklikleri ve sosyal geri çekilme gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler zamanla azalabilir; ancak devam ederse profesyonel destek alınmalıdır.

Psikolojik destek almak için tanı konulması gerekir mi?

×

Hayır, psikolojik destek almak için mutlaka bir tanı konulması gerekmez. Kendinizi duygusal olarak zorlanmış hissediyorsanız, bir uzmandan destek almanız faydalı olacaktır.

Deprem sonrası psikolojik etkiler ne kadar sürer?

×

Bu süre kişiden kişiye değişir. Bazı kişiler birkaç hafta içinde iyileşme gösterebilirken, bazıları için bu süreç daha uzun sürebilir. Önemli olan, bu süreçte kendinize zaman tanımak ve gerekirse profesyonel destek almaktır.

Çocuğumun deprem sonrası psikolojik sağlamlığını nasıl destekleyebilirim?

×

Çocuğunuzla açık iletişim kurun, duygularını ifade etmesine izin verin ve onunla birlikte zaman geçirin. Ayrıca, oyun ve sanatsal aktivitelerle duygularını ifade etmesine yardımcı olun. Gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek alın.

Depremden etkilenmeyen çocuklar da psikolojik etkiler yaşayabilir mi?

×

Evet, depremi doğrudan yaşamamış çocuklar da medya aracılığıyla maruz kaldıkları görüntüler veya çevrelerindeki insanların tepkileri nedeniyle psikolojik etkiler yaşayabilirler. Bu nedenle, çocukların medya maruziyetini sınırlamak ve onlara güven verici açıklamalar yapmak önemlidir.

Deprem sonrası psikolojik destek için nereye başvurabilirim?

×

Deprem gibi travmatik olaylar sonrasında psikolojik destek almak, iyileşme sürecinde büyük önem taşır. Özellikle evden çıkmakta zorlananlar, yoğun programı olanlar veya yüz yüze görüşme konusunda kaygı duyanlar için online psikiyatri hizmetleri ideal bir çözümdür.