Arama yapmak için en az 3 karakter girmelisiniz
Depremler, yalnızca fiziksel yıkıma değil, aynı zamanda bireylerin ruh sağlığında derin izler bırakabilir. Ani ve beklenmedik oluşları, insanların temel güvenlik duygusunu sarsarak çeşitli psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu etkiler, bireylerin günlük yaşamlarını, ilişkilerini ve genel yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Deprem sonrası bireylerde travma, kaygı, depresyon ve uyku bozuklukları gibi çeşitli psikolojik sorunlar gelişebilir. Bu tür durumlar, hem bireysel hem de toplumsal iyilik halini olumsuz etkileyebilir.
Depremden hemen sonra ortaya çıkan yoğun korku, dehşet ve çaresizlik duyguları, akut stres tepkisinin belirtileridir. Bu tepkiler genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürer ve şunları içerebilir.
•Sürekli irkilme ve tetikte olma hali
•Kabuslar ve uyku bozuklukları
•Yoğun kaygı ve panik ataklar
•Olayı tekrar tekrar yaşama (flashbackler)
Eğer stres tepkileri zamanla azalmayıp, aksine şiddetlenerek devam ediyorsa, Travma Sonrası Stres Bozukluğu gelişebilir. TSSB belirtileri şunlardır:
•Depremle ilgili anıların istemsiz şekilde zihne gelmesi
•Depremi hatırlatan durumlardan kaçınma
•Aşırı uyarılmışlık hali (hipervijilans)
•Duygusal uyuşma ve yabancılaşma hissi
Araştırmalar, doğal afetlerden sonra TSSB oranlarının genel popülasyona göre anlamlı şekilde arttığını göstermektedir.
Deprem sonrası yaşanan kayıplar (ev, sevdikler, güven duygusu) bireylerde yoğun üzüntü ve umutsuzluk duygularına yol açabilir. Bu da depresyon gelişimini tetikleyebilir. Depresyon belirtileri arasında şunlar yer alır:
•Sürekli mutsuzluk ve çökkünlük
•İlgi kaybı ve isteksizlik
•Enerji düşüklüğü
•İntihar düşünceleri
Deprem sonrası kaygı bozukluklarında da artış görülür. Özellikle genel anksiyete bozukluğu ve panik bozukluğu sıkça rapor edilmektedir. Bireyler, en ufak bir sarsıntıda bile yoğun korku ve panik yaşayabilirler.
Deprem sonrası ölüm kayıpları yaşayan bireylerde yoğun yas süreçleri yaşanır. Yas süreci doğal bir tepkidir; ancak sağlıklı şekilde işlenmediğinde komplike yas bozukluğuna dönüşebilir.
Deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar, kişinin günlük yaşamını ve ruh sağlığını derinden etkileyebilir. Bu tür etkilerle başa çıkmak için doğru yöntemleri bilmek ve destek almak büyük önem taşır.
Araştırmalar, sosyal destek mekanizmalarının psikolojik iyileşmede kritik bir rol oynadığını göstermektedir. Aile, arkadaşlar ve toplum destek grupları ile kurulan güçlü ilişkiler, travmanın etkilerini hafifletebilir. Birlikte geçirilen zaman, paylaşım ve dayanışma, yalnızlık ve çaresizlik duygularını azaltır.
Deprem sonrası oluşan psikolojik sorunlar için en etkili yöntemlerden biri profesyonel psikoterapi desteğidir. Özellikle şu terapi yaklaşımları etkili bulunmuştur:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Deprem sonrası olumsuz düşünce kalıplarının fark edilmesi ve yeniden yapılandırılması üzerine çalışır.
Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR): Travmatik anıların işlenmesine yardımcı olur.
Travma Odaklı BDT: Özellikle TSSB semptomlarının azaltılmasında güçlü kanıtlar sunmaktadır.
Deprem sonrası beden ve zihin sıklıkla alarm halindedir. Bu alarm sistemini yatıştırmak için nefes egzersizleri, mindfulness uygulamaları ve progresif kas gevşetme teknikleri etkili olabilir. Araştırmalar, düzenli mindfulness uygulamalarının kaygı ve depresyon belirtilerini anlamlı düzeyde azalttığını göstermektedir.
Deprem sonrası yaşam düzeninin bozulması, bireyin güvende hissetmesini zorlaştırır. Bu nedenle küçük de olsa günlük rutinler oluşturmak önemlidir. Yemek saatleri, uyku düzeni, hafif egzersizler gibi aktivitelerin belirli bir plana oturtulması psikolojik iyileşmeyi destekler.
Travmatik olaylar sonrası medya haberlerine aşırı maruz kalmak, travmanın etkilerini artırabilir. Bu nedenle haber takibini sınırlamak ve yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi almak, psikolojik sağlığı koruma açısından önemlidir.
Travmanın ardından sürekli deprem görüntüleri izlemek veya bu konudaki yoğun sohbetlere maruz kalmak, iyileşme sürecini zorlaştırabilir. Bireyin kendi sınırlarını koruması ve gerekirse bu tür içeriklerden uzak durması, sağlıklı bir toparlanma için gereklidir.
Depremler, çocukların ruh dünyasında derin etkiler bırakabilir. Ani gelişen bu doğal afetler, çocuklarda korku, kaygı, güvensizlik ve travma gibi kalıcı psikolojik etkiler bırakabilir. Çocuklar, travmatik olaylara farklı tepkiler verebilir. İçe kapanma, alt ıslatma, kabuslar görme gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu durumda çocuğunuza güven verici bir ortam sağlamak, duygularını ifade etmesine yardımcı olmak ve gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek almak önemlidir.
Açık ve Dürüst İletişim: Çocuklara yaşlarına uygun, sade ve dürüst açıklamalar yapın. Onların duygularını dinleyin, güven verici bir ortam sağlayın ve rutinlerini korumaya çalışın.
Duyguların Onaylanması: Deneyimler ve duygular geçerli ve önemli olarak kabul edilmeli.
Güven Vermek: Yalnız olmadıklarını ve yardımın mevcut olduğuna dair güven verilmeli.
Öz Bakımı Desteklemek: Uyku, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yollarla fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak kendilerine bakmaları için desteklenmeli.
Kaynaklarla Bağlantı Kurmak: İhtiyaç duyduklarında akıl sağlığı uzmanları, destek grupları ve yardım hatları gibi mevcut kaynaklar hakkında bilgi verilebileceği paylaşmalı.
Güvenli Bir Alan Sağlamak: Konuşabilecekleri ve duyulabilecekleri güvenli ve destekleyici bir ortam yaratılmalı.
Tavsiye Vermekten Kaçınmak: Bunun yerine neye ihtiyaçları olduğu sorulmalı ve yargılamadan destek olunmalı.
Başa Çıkma Mekanizmalarına Saygı Göstermek: Herkes travmayla farklı şekilde başa çıkmaktadır. Başa çıkma mekanizmalarına saygı duyulmalı
Deprem gibi büyük travmalar, insanın temel güvenlik duygusunu sarsar. Ancak uygun destekle ve doğru müdahalelerle, bireyler zamanla iyileşebilir ve yaşama yeniden bağlanabilir. Psikolojik iyileşme bir süreçtir; sabır, anlayış ve profesyonel destek bu sürecin temel taşlarıdır.
Unutmayın, travmayı atlatmak mümkündür. Yeter ki kendinize zaman tanıyın ve gerekirse bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin.
Deprem sonrası psikolojik destekle ilgili merak edilen birçok konu vardır. Bu konular, kişilerin sürece dair bilgi ihtiyacını ve destek arayışını beraberinde getirebilir.
Evet, deprem gibi travmatik olaylar sonrasında korku, kaygı, üzüntü ve öfke gibi duygular yaşamak doğaldır. Bu duygular genellikle zamanla azalır; ancak günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan destek almanız faydalı olabilir.
Çocuklar travmatik olaylara farklı tepkiler verebilir. İçe kapanma, alt ıslatma, kabuslar görme gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu durumda çocuğunuza güven verici bir ortam sağlamak, duygularını ifade etmesine yardımcı olmak ve gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek almak önemlidir.
Çocuklara yaşlarına uygun, sade ve dürüst açıklamalar yapın. Onların duygularını dinleyin, güven verici bir ortam sağlayın ve rutinlerini korumaya çalışın. Ayrıca, travmatik görüntülerden uzak tutmak da önemlidir.
Deprem sonrasında çocuklarda korku, kaygı, kabuslar, alt ıslatma, iştah değişiklikleri ve sosyal geri çekilme gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler zamanla azalabilir; ancak devam ederse profesyonel destek alınmalıdır.
Hayır, psikolojik destek almak için mutlaka bir tanı konulması gerekmez. Kendinizi duygusal olarak zorlanmış hissediyorsanız, bir uzmandan destek almanız faydalı olacaktır.
Bu süre kişiden kişiye değişir. Bazı kişiler birkaç hafta içinde iyileşme gösterebilirken, bazıları için bu süreç daha uzun sürebilir. Önemli olan, bu süreçte kendinize zaman tanımak ve gerekirse profesyonel destek almaktır.
Çocuğunuzla açık iletişim kurun, duygularını ifade etmesine izin verin ve onunla birlikte zaman geçirin. Ayrıca, oyun ve sanatsal aktivitelerle duygularını ifade etmesine yardımcı olun. Gerekirse bir çocuk psikoloğundan destek alın.
Evet, depremi doğrudan yaşamamış çocuklar da medya aracılığıyla maruz kaldıkları görüntüler veya çevrelerindeki insanların tepkileri nedeniyle psikolojik etkiler yaşayabilirler. Bu nedenle, çocukların medya maruziyetini sınırlamak ve onlara güven verici açıklamalar yapmak önemlidir.
Deprem gibi travmatik olaylar sonrasında psikolojik destek almak, iyileşme sürecinde büyük önem taşır. Özellikle evden çıkmakta zorlananlar, yoğun programı olanlar veya yüz yüze görüşme konusunda kaygı duyanlar için online psikiyatri hizmetleri ideal bir çözümdür.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.