Arama yapmak için en az 3 karakter girmelisiniz
Psikanalitik kuramın temel taşlarından biri olan ego, Freud tarafından ruhsal aygıtın id ve süperego ile beraber üç ana yapısal elemanından biri olarak tanımlanmıştır. Bu terimi literatüre kazandıran Freud, egoyu bireyin gerçek dünya ile uyum içinde yaşamasını sağlayan ve içsel dürtülerle dış dünyanın talepleri arasında denge kuran bir yapı olarak tanımlar. Bireyin hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için, ego dengeleyici bir rol üstlenir. Ego, bireyin varlığını inşa etmede temel rol oynayan bir faktördür ve bireyin kişiliğini oluşturur. Dolayısıyla, önbilinç, bilinç ve bilinçdışı işlevlerde karşımıza çıkar. Ego, bireyin sürekli olarak gerçekliği göz önünde bulundurmasını sağlar ve bu durumda id’in kontrol edilmesine yardımcı olur. Bu denge, bireyin toplumsal normlara uyum sağlaması ve içsel çatışmalarını yönetmesi açısından kritiktir. Son yıllarda "ego" terimi halk arasında kibir, büyüklenme, bencillik, nefis ve arzular gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Ancak, psikoloji terimi olarak ego bu anlamlarla ilgisizdir. Hatta tam tersine, ego kibir ve bencillikten ziyade denge ve uyum ile ilgilidir. Halk arasında egonun bu şekilde yanlış anlaşılması, bazı ruh sağlığı çalışanlarının da bu yanlış anlamları benimsemesine neden olmuştur. Bu nedenle, egonun gerçek anlamını ve önemini açıklamak yararlı olacaktır.
Ego, Freud'un yapısal kuramında id ve süperego arasında bir arabulucu rolü üstlenir. İd, bireyin doğuştan getirdiği dürtülerin ve arzuların kaynağıdır ve anında tatmin arar. Süperego ise, toplumsal normlar ve ahlaki değerlerle şekillenen yargılayıcı bileşendir. Ego, bu iki yapı arasında denge kurarak bireyin gerçek dünya ile uyumlu bir şekilde yaşamasını sağlar. Ego, gerçeklik ilkesine göre çalışır ve id'in dürtülerini, süperego'nun taleplerini ve dış dünyanın koşullarını dikkate alarak kararlar alır. Ego, bireyin mantıklı düşünmesini, plan yapmasını ve dürtülerini kontrol etmesini sağlar. Bu nedenle, ego bireyin ruhsal sağlığı ve toplumsal uyumu için hayati öneme sahiptir.
Egonun yeterince gelişmemesi veya işlevsel olmaması durumunda, bireyin ruhsal ve sosyal yaşamında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Freud'a göre, egonun gelişimini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır:
Ego, çocukluk döneminde çevre ile olan etkileşimler sonucu gelişir. Travmatik deneyimler, istismar, duygusal ihmal veya aşırı koruyucu ebeveynlik gibi olumsuz çocukluk deneyimleri, egonun sağlıklı bir şekilde gelişmesini engelleyebilir. Bu tür deneyimler, bireyin dış dünya ile gerçekçi ve dengeli bir şekilde etkileşim kurmasını zorlaştırır.
İd ve süperego arasındaki çatışmalar, egonun gelişimini olumsuz etkileyebilir. İd’in güçlü dürtüleri ve süperego’nun katı talepleri arasında denge kuramayan bir ego, işlevsel olma kapasitesini kaybedebilir. Bu durumda, birey sürekli bir içsel çatışma ve huzursuzluk yaşar.
Bilinçdışında yer alan bastırılmış duygular, arzular ve travmalar, egonun işlevini zayıflatabilir. Ego, bu bilinçdışı içeriklerle başa çıkmakta zorlanabilir ve bu da bireyin gerçekliği değerlendirme kapasitesini azaltır.
Bireyin içinde bulunduğu sosyal çevre ve kültürel normlar, egonun gelişimini etkiler. Destekleyici bir çevre, bireyin sağlıklı bir ego geliştirmesine yardımcı olurken, baskıcı veya kaotik bir çevre, egonun gelişimini engelleyebilir.
Egonun gelişimi, bireyin çocukluktan itibaren çevresiyle olan etkileşimleri sonucu şekillenir. Sağlıklı bir ego gelişimi, bireyin duygusal ve sosyal açıdan dengeli ve uyumlu bir yaşam sürmesini sağlar. Ancak, egonun yeterince gelişmemesi veya işlevsel olmaması durumunda çeşitli psikolojik ve davranışsal sorunlar ortaya çıkabilir.
Ego yeterince gelişmemişse, id'in dürtüleri kontrol edilemez hale gelebilir. Bu durum, bireyin anlık tatmin arayışına girerek mantıksız ve toplum normlarına aykırı davranışlarda bulunmasına neden olabilir.
Ego, bireyin gerçekliği doğru bir şekilde değerlendirmesini sağlar. Gelişmemiş bir ego, bireyin dış dünya ile uyumlu bir şekilde etkileşime girmesini zorlaştırabilir ve gerçeklik algısında bozulmalara yol açabilir.
Ego, bireyin duygusal tepkilerini ve içsel çatışmalarını düzenler. Ego işlevselliğinde eksiklikler, duygusal dengesizliklere, ani ruh hali değişimlerine ve stresle başa çıkmada zorluklara yol açabilir.
Ego, id ve süperego arasındaki çatışmaları yönetir. Gelişmemiş bir ego, bu çatışmaların artmasına ve bireyin sürekli bir içsel huzursuzluk yaşamasına neden olabilir.
Ego, bireyin sosyal normlara uyumlu bir şekilde davranmasını sağlar. Ego gelişimindeki eksiklikler, bireyin toplumsal ilişkilerinde zorluklar yaşamasına ve sosyal izolasyona yol açabilir.
Uzm. Klnk. Psk. Yağmur Akbulut
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.