Bir şehir meydanında etrafına bak. Kaç kişinin yüzünde samimi bir gülümseme var? Kaç kişi yürürken rahat, hafif adımlar atıyor? Çoğumuzun yüzünde yorgunluk, kaşlarımızda derin çizgiler, ellerimizde sıkılı yumruklar var. Birbirimize somurtarak bakıyor, küçük bir tebessümü bile yanlış anlıyoruz. Gerçekten iyi miyiz?
10 Ekim, Dünya Ruh Sağlığı Günü. Bu gün sadece takvimde bir tarih değil; hepimize derin bir soru soruyor: Ruh sağlığımız gerçekten yerinde mi? Ve eğer değilse, bunun bedene, yani kalbimize, bağışıklığımıza, yaşam kalitemize yansımaları neler?
Giderek daha fazla insan, içsel olarak yorgun ve tükenmiş hissediyor. Bu durum yalnızca bireysel bir zayıflık değil; içinde yaşadığımız çağın ortak bir sonucu. Modern yaşamın temposu, ekonomik belirsizlikler, toplumsal baskılar ve sürekli değişen gündem, hepimizin duygusal dayanıklılığını zorluyor.
Siyasi ve ekonomik dalgalanmalar, geçim endişesi ve güvensizlik duygusu
İklim krizinin yarattığı kaygılar
Dijital dünyanın bitmeyen etkileşimi ve sosyal medyanın görünmez kıyas kültürü
Dengesiz beslenme alışkanlıkları ve uyku düzensizlikleri
Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, ruhsal dengeyi korumak her zamankinden daha zor hale geliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bugün dünya genelinde yaklaşık 1 milyar insan bir ruhsal rahatsızlıkla yaşıyor. En yaygın görülenler depresyon ve anksiyete. Bu tablo bize önemli bir gerçeği hatırlatıyor: Yalnız değiliz, ama hepimizin desteğe ihtiyacı var.
Ruh sağlığı bozulduğunda bunun bedende yankılanmaması imkânsızdır. Depresyonun kalp-damar hastalıklarıyla bağlantılı olduğu artık bilimsel olarak kanıtlandı. Kaygı, uyku bozukluğu, kronik stres; tansiyonumuzu, kalp ritmimizi, bağışıklığımızı bozabiliyor.
Bir örnek: ABD’de yapılan geniş kapsamlı bir çalışma, depresyon yaşayan bireylerde kalp krizi ve inme riskinin belirgin şekilde arttığını gösterdi. Başka bir araştırma, anksiyetenin bağışıklık sistemini baskılayarak enfeksiyonlara yakalanma olasılığını yükselttiğini ortaya koydu.
Yani, zihin ve beden tek bir sistem. Ruhumuz iyi değilse, bedenimiz de alarm veriyor.
Son yıllarda bilim, beslenme ile ruh sağlığı arasındaki bağı daha çok konuşuyor. Ultra işlenmiş gıdalar (hazır paketli ürünler, yapay tatlandırıcılı içecekler, fast food) sadece obezite veya diyabet riskini artırmakla kalmıyor; depresyon riskini de yükseltiyor.
2023’te yayınlanan büyük bir araştırma, işlenmiş gıda tüketimi fazla olan kişilerde depresyon riskinin %30’a kadar arttığını gösterdi. Buna karşılık, sebze, meyve, tam tahıl ve sağlıklı yağlardan zengin Akdeniz tipi beslenmenin ruh halini desteklediği biliniyor.
Kısacası, tabağımızdaki seçimler ruhumuzun kimyasını da belirliyor.
“Acaba iyi miyim?” sorusuna cevap ararken şu sinyallere dikkat edebilirsin:
Uzun süren mutsuzluk ve isteksizlik
Uyku düzensizliği (ya çok az ya da çok fazla uyuma)
İştah değişiklikleri
Sürekli yorgunluk, odaklanamama
Keyif veren şeylere ilginin kaybolması
Yoğun kaygı ve öfke patlamaları
Bu belirtiler birkaç gün değil, haftalarca sürüyorsa profesyonel destek almanın zamanı gelmiş olabilir. Unutma, psikolojik destek almak zayıflık değil; en güçlü adımdır.
Bazen küçük adımlar bile zihnimizi güçlendirir ve bedenimizde olumlu yankılar yaratır.
Hareket et: Günde 20-30 dakika yürümek bile ruh halini iyileştirir.
Güneşi gör: Gün ışığı, serotonin ve D vitamini üretimini destekler.
Uyku düzeni kur: Telefonu yatak odasından uzak tut, uyku ritmini koru.
Dengeli beslen: Doğal, taze ve lifli besinler tercih et. Ultra işlenmiş gıdaları azalt.
Sosyalleş: Sevdiklerinle buluş, sohbet et, kahkaha at.
Dijital detoks yap: Belli saatlerde ekranı bırak, kendine zaman aç.
Sokaklarda kaybolan gülümsemeleri yeniden görmek için; öfkenin yerini şefkatin, umutsuzluğun yerini umudun alması için, ruh sağlığımızı önemsemek zorundayız. Zihnimiz ve bedenimiz bir bütün; biri yara aldığında diğeri de kanıyor. Bugün kendine sor:
“Gerçekten iyi miyim? Değilsem, ilk adımımı ne zaman atacağım?” Cevap aslında çok yakın: Tam şimdi.
Dünya Ruh Sağlığı Günü, hepimize durup şunu sormayı hatırlatıyor: “Gerçekten iyi miyim?”
Eğer cevabın “Hayır” ise, bu seni zayıf değil, farkında yapar.
Happ Health Dijital Sağlık Platformu, alanında uzman psikiyatrist ve psikologlarlaçevrim içi görüşmeler yapma imkânı sunuyor. Bir tıkla randevu alabilir, ruhunuiyileştirmek için ilk adımı atabilirsin.
Eğer uzun süredir devam eden umutsuzluk, kaygı, isteksizlik, uykusuzluk ya da yoğun stres yaşıyorsanız profesyonel destek almanın zamanı gelmiş olabilir. Bu belirtiler günlük yaşamınızı, ilişkilerinizi veya iş performansınızı etkiliyorsa, psikolog veya psikiyatristten yardım almak ruhsal iyileşme sürecinin ilk adımıdır.
Düzenli egzersiz yapmak, yeterli uyku almak, dengeli beslenmek, sosyal bağlantıları sürdürmek ve dijital detoks yapmak ruh sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca doğada zaman geçirmek, meditasyon veya nefes egzersizleri uygulamak stres seviyelerini azaltarak zihinsel dengeyi güçlendirir.
Beslenme, beyin kimyasını ve hormon dengesini doğrudan etkiler. Ultra işlenmiş gıdalar depresyon ve kaygı riskini artırabilirken; sebze, meyve, tam tahıl ve omega-3 açısından zengin bir diyet ruh halini iyileştirir. Akdeniz tipi beslenme modeli, zihinsel iyi oluşu destekleyen en güçlü diyetlerden biridir.
Evet, ekran süresini sınırlamak ruhsal iyilik halini artırabilir. Sürekli bildirimlere maruz kalmak stresi ve anksiyeteyi tetikler. Günün belirli saatlerinde telefon ve sosyal medyadan uzaklaşmak, zihni dinlendirir ve farkındalığı artırır. Bu alışkanlık, uyku kalitesini ve odaklanmayı da güçlendirir.
Zihin ve beden bir bütün olarak çalışır. Ruhsal stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir, kalp sağlığını etkileyebilir ve kronik ağrılara yol açabilir. Aynı şekilde fiziksel rahatsızlıklar da ruhsal dengeyi bozabilir. Bu nedenle hem bedensel hem zihinsel sağlığa bütüncül yaklaşmak uzun vadeli iyilik halinin anahtarıdır.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.